Labmedya - Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi

raştırmacılar, stres bozukluğu teşhisi konulan bireyleri kardeşleri ve genel popülasyonla kıyasladığında ortaya çıkan tablo oldukça ürkütücü: Ruhsal travma yaşayanların Lupus, Crohn hastalığı ve Romatoid Artrit gibi ciddi otoimmün rahatsızlıklara yakalanma riski çok daha yüksek. Bu risk özellikle genç yaşta travma yaşayan hastalarda tavan yapıyor. Yani, ruhumuzda erken yaşta açılan yaralar, yıllar sonra bağışıklık sistemimizin "dostu düşmandan ayıramaz" hale gelmesine ve kendi dokularını yok etmeye başlamasına zemin hazırlıyor.

Ancak bu karanlık tablonun içinde parlayan çok önemli bir umut ışığı da var. Çalışma, SSRI grubu antidepresanlarla tedavi gören TSSB hastalarında otoimmün hastalık riskinin belirgin şekilde düştüğünü ortaya çıkardı. Bu bulgu, psikiyatrik tedavinin sadece zihni sakinleştirmekle kalmayıp, aynı zamanda bedensel bir koruma kalkanı görevi görebileceğine işaret ediyor. Ruh sağlığına yapılan müdahale, aslında bedenin kendi kendine açtığı savaşı durduran biyolojik bir ateşkes anlamına gelebilir.

Bu sonuçlar, tıp dünyasına şu mesajı net bir şekilde veriyor: Zihin ve beden birbirinden bağımsız iki ayrı kutu değildir; aksine derin ve karmaşık köklerle birbirine bağlıdır. Uzmanlar şimdi, erken dönem ruh sağlığı tedavilerinin gelecekteki fiziksel yıkımları önlemede kilit bir rol oynayabileceğini savunuyor. Belki de geleceğin tıbbı, bedeni iyileştirmek için önce ruhu onarmak gerektiği gerçeği üzerine kurulacak.

Kaynak: Shining Science