Labmedya - Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi

Uzmanlar, sevgi dolu bir öpücüğün aslında bebeğin henüz olgunlaşmamış ve savunmasız bağışıklık sistemine milyonlarca bakteri ve virüsün "transfer edilmesi" anlamına geldiği konusunda uyarıyor. Yetişkinlerin vücudunda zararsız bir şekilde barınan mikroplar, savunma kalkanları henüz inşa aşamasında olan bir bebek için ciddi bir biyolojik saldırıya dönüşebilir.

The Conversation’da yer alan bilgilere göre, risk sandığımızdan çok daha yakın ve gündelik. Sadece hasta olduğumuzda değil, sağlıklı hissettiğimiz anlarda bile ağız floramızda bulunan E. coli gibi yaygın bakteriler, yakın temas ve öpücük yoluyla bebeklere kolayca bulaşabiliyor. Yetişkin bir bireyin bağışıklık sisteminin kolayca alt ettiği veya tolere ettiği bu mikroorganizmalar, biyolojik "güvenlik duvarı" henüz yüklenmemiş bir bebek için hayati riskler taşıyan enfeksiyonlara kapı aralayabiliyor.

Bebeklerin bağışıklık sistemi, doğdukları andan itibaren dünyayı tanımaya ve düşmanları ayırt etmeye çalışan, öğrenme aşamasında olan hassas bir mekanizmadır. Bu süreçte dışarıdan gelen yoğun mikrobiyal yük, bu narin dengeyi bozabilir. Bu nedenle sağlık uzmanları, ebeveynleri ve yakın çevreyi hijyen konusunda "aşırı" değil, "bilinçli" olmaya davet ediyor. Özellikle dudak çevresinden veya yüzden öpmek yerine, bebeğin sağlığını riske atmayacak daha güvenli sevgi dilleri geliştirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Sonuç olarak, bir bebeği öpmekten kaçınmak, ona duyulan sevginin azlığı değil, aksine onun geleceğini koruma içgüdüsünün bir göstergesidir. Bakım verenlerin hijyen kurallarına sıkı sıkıya uyması ve özellikle kendilerini iyi hissetmediklerinde bebekle yüz yüze temastan kaçınması, minik bedenlerin sağlıklı büyümesi için atılacak en büyük adımlardan biridir. Bazen en büyük sevgi, onları görünmez tehlikelerden korumak için araya koyduğumuz o küçük, şefkatli mesafedir.

Kaynak: Shinning Science