Araştırma
Çocuklarda Hangi Yaş Ne İçin Önemlidir?
Peki bu yıllar neden bu kadar önemli? Cevap beynin inanılmaz derecede hızlı bir şekilde gelişmesinde, çevreye olağanüstü duyarlı olmasında ve sinaptik bağlantıların bu dönemde adeta patlama yaşamasında yatıyor.
Yeni doğan bir bebek milyarlarca nöronla dünyaya geliyor ama bu nöronların birbirleriyle bağlantısı henüz sınırlı. Asıl farkı yaratan şey, çevreyle kurulan etkileşimler. Harvard Üniversitesi’nin verilerine göre çocuk beyni 2 yaşına geldiğinde yetişkin beyninin %80’i, 5 yaşında ise %90’ı kadar bir hacme ulaşıyor. Bu süreçte her saniye 1 milyondan fazla sinaps oluşuyor. Yani beyin adeta kendi altyapısını bu dönemde inşa ediyor. Benzer şekilde Zero to Three kuruluşu sadece ilk yıl içinde bebek beyninin neredeyse iki katına çıktığını, 3 yaşında ise erişkin beyninden daha yoğun sinaptik bağlantılara sahip olduğunu vurguluyor. Özellikle ilk üç ayda beyin her gün yaklaşık %1 oranında büyüyor.
Nörobilimde “kritik dönem” kavramı bazı becerilerin yalnızca belirli bir zaman aralığında en iyi şekilde öğrenilebildiğini ifade ediyor. Dil, görme, işitme gibi duyusal işlevler ve sosyal-duygusal düzenleme bu döneme örnek. Eğer erken dönemde yeterli uyarı alınmazsa, ilerleyen yıllarda telafisi oldukça zorlaşıyor. Zero to Three bu noktada oyunun, dilsel uyarıların ve sosyal etkileşimin önemine özellikle dikkat çekiyor.
Anne karnından başlayıp bebeklik döneminin sonuna kadar geçen ilk 1.000 gün, beslenme açısından da kritik bir pencere. Yetersiz beslenme yalnızca büyümeyi etkilemiyor, epigenetik düzeyde (yani gen ifadesinde) kalıcı izler bırakabiliyor. Buna karşılık dengeli beslenme uzun vadede hem beyin gelişimini destekliyor hem de kronik hastalık risklerini azaltıyor.
Yeni Zelanda’da yürütülen ünlü Dunedin Longitudinal Study, çocuklukta kazanılan özdenetim becerilerinin yetişkinlikte sağlık, eğitim, iş ve sosyal ilişkiler üzerinde IQ’dan bile daha güçlü bir belirleyici olduğunu ortaya koyuyor. Yani üç yaşında özdenetimi güçlü olan çocuklar, hayatlarının ilerleyen dönemlerinde daha başarılı ve dengeli bireyler olabiliyorlar.
1970’lerde başlatılan Abecedarian Early Intervention Project, sosyoekonomik açıdan dezavantajlı çocuklara 0–5 yaş arasında yoğun eğitim ve destek vererek onları uzun yıllar boyunca takip etti. Sonucunda ise erken müdahale gören çocuklar, eğitim başarılarında, iş yaşamında ve bilişsel performanslarında anlamlı biçimde öne geçti. Bu bulgu erken yıllara yapılacak yatırımın yaşam boyu sürecek bir etki yarattığını gösteriyor.
Fonksiyonel beyin görüntüleme çalışmalarında, 16 aylık bebeklerin, 10 aylık oldukları döneme göre farklı beyin bölgelerini daha etkin kullandığı görüldü. Bu değişim, henüz gözle görünür bir davranış farkı yaratmasa da yürütücü işlevlerin ilk temellerinin bu yaşlarda atıldığını düşündürüyor.
Çocukların gelişiminde çevresel faktörlerin rolü büyük. Örneğin, 2–5 yaş arası çocuklarda yoğun ekran süresinin dil gelişiminde gecikmeler ve dikkat sorunlarıyla ilişkili olduğu gösterildi. Ancak aile içi etkileşim ve destekleyici sosyal çevrenin ekran süresinden çok daha belirleyici olduğu da vurgulanıyor.
Özetle çocukların ilk üç yılı yalnızca büyüme değil beynin mimarisinin kurulduğu, kritik dönemlerin açıldığı ve geleceğe dair temel becerilerin şekillendiği bir dönemdir. Sağlıklı beslenme, oyun, sosyal etkileşim ve erken eğitim fırsatları bu sürecin yapı taşlarıdır. Araştırmalar bize şunu gösteriyor, çocuğun erken yıllarına yapılan yatırım sadece bugünü değil, bir ömür boyu sürecek yaşam kalitesini belirliyor.
Yazar: Eylül Rüzgar Üzer
Kaynak
2. https://www.zerotothree.org/resource/what-is-a-critical-period-in-brain-development/
3. https://en.wikipedia.org/wiki/First_1%2C000_days
4. https://en.wikipedia.org/wiki/Abecedarian_Early_Intervention_Project
6. https://en.wikipedia.org/wiki/Screen_time