Labmedya - Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi

MIT araştırmacıları, geleneksel beyin-çip uygulamalarının cerrahi müdahale gerektirmesi ve enfeksiyon, doku hasarı gibi riskleri barındırması sorununu ortadan kaldırmak için “Circulatronics” adını verdikleri yeni bir yaklaşım geliştirdi. Sistem, kan dolaşımına enjekte edilebilen ve saç tanesinden çok daha küçük boyutlarda olan kablosuz elektronik cihazlardan — diğer adıyla “SWED” (Sub-cellular Wireless Electronic Devices) — oluşuyor.

Bu SWED’ler, enjekte edildikten sonra vücuttaki doğal bağışıklık hücreleriyle — özellikle monositlerle — birleşiyor, böylece çipler “hücre-elektronik hibritleri”ne dönüşüyor. Bu sayede cihazlar, bağışıklık sistemi tarafından yabancı cisim olarak algılanmıyor ve vücudun kendi taşıma sistemi üzerinden beynin hedef bölgelerine yavaşça ilerleyebiliyor.

Hedef bölgeye ulaştıklarında, bu mikro implantlar beyin dokusuna entegre oluyor ve sinir sinyallarının iletimini destekleyici veya düzenleyici elektriksel uyarılar gönderebiliyor. Böylece iltihaplı, hasarlı veya dejeneratif beyin bölgelerinde — ameliyata gerek kalmadan — tedavi amaçlı nöromodülasyon yapılabiliyor. Hayvan deneylerinde bu yaklaşımın başarılı olduğu; implantların hedef bölgede çalışabildiği ve dışarıdan kablosuz enerjiyle kontrol edilebildiği rapor edildi.

Bu teknoloji olgunlaştığında, beyin tümörü, Alzheimer, multipl skleroz, felç sonrası sinir hasarı gibi birçok ciddi nörolojik hastalık için geleneksel, riskli cerrahi operasyonlara gerek kalmadan tedavi imkânı sunabilir. Araştırmacılar, “Circulatronics”in yalnızca beyin değil; ileride kalp, bağışıklık sistemi ve diğer organlarda da benzer “enjeksiyon + kablosuz implant” stratejilerinin uygulanabileceğini belirtiyor.

Kaynak: www.technologynetworks.com