Labmedya - Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi

Güncel bir bilimsel çalışma, çok dil konuşmanın beynimiz için güçlü bir zihinsel egzersiz işlevi gördüğünü ve potansiyel olarak beyin yaşlanmasını yavaşlatabileceğini gösteriyor. Nature Aging dergisinde yayımlanan bu kapsamlı araştırma, 27 Avrupa ülkesinden 86.000'den fazla yaşlı yetişkini inceledi.

Çalışmanın çarpıcı sonucu, çok dilli bireylerin, tek dil konuşan akranlarına kıyasla hızlanmış "biyodavranışsal yaşlanma" belirtileri gösterme olasılığının belirgin şekilde daha düşük olduğuydu.

Beynin Sürekli Egzersizi: Bilişsel Rezerv

Araştırmacılar, bu koruyucu etkinin temelinde yatan mekanizmayı, diller arasında sürekli geçiş yapmanın gerektirdiği zihinsel hokkabazlığa bağlıyor. Birden fazla dil konuşmak;

• Bir dili seçmek,

• Diğer dillerden gelen girişimi bastırmak,

• Sürekli değişen kelime dağarcığını yönetmek.

gibi sürekli bir zihinsel çaba gerektirir.

Bu sürekli ve zorlayıcı zihinsel aktivite, hafıza, dikkat ve yönetici kontrol (executive control) ile ilgili sinir ağlarını güçlendirir. Zamanla pekişen bu sinir yolları, bilim insanlarının "Bilişsel Rezerv" adını verdiği bir dayanıklılık oluşturur. Bu rezerv, beynin yaşa bağlı değişiklikler karşısında dirençli kalmasına yardımcı olur.

Uygulama ve Gelecek Perspektifi

Bu bulgular, dil öğreniminin faydalarının sadece iletişim becerileriyle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda yaşam boyu süren güçlü bir nörolojik koruma sağladığını gösteriyor. Uzmanlar, bilişsel gerilemeyi yavaşlatmak ve beyin sağlığını korumak isteyen her yaştan birey için çok dilliliğin teşvik edilmesinin önemini vurguluyor.

Kaynak: Amoruso, L. et al. (2025). “Multilingualism protects against accelerated aging in cross‑sectional and longitudinal analyses of 27 European countries.” Nature Aging.