Uzm. Yelda ZENCİR
Ya tutarsa…
02 Aralık 2015, Çarşamba
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın,
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak
Nazım Hikmet
Yani açık gözlü olacaksın. Bir taraftan canını malını korurken, diğer taraftan da sağlığını koruyacaksın. Bilgilere açık ama daima sorgulayıcı olacaksın.
Gazete sütunlarına sağlıkla ilgili haberler sık sık misafir oluyor, kimi zaman manşetlere bile çıkıyor. Kimileri için umutla beklenen bir haber kimileri için ise geç kalınmış. Bazen de haberler imal ediliyor; kimi haberler gerçeği yansıtırken kimileri aslı astarı olmadığı halde “Ya tutarsa” mantığıyla atılmış ortaya.
Bilgi kirliliğine bakın hele: Önce birileri “Çocuklarınıza süt içirmeyin” dedi. Arkasından “Yoğurt mayalarken süte toprak atın” diyen de oldu. Bazı doktorlar kolesterol ilacı kullanmamayı öğütlerken, başka bir grup doktor da “Hastaları öldürmek mi istiyorsunuz?” diye sordu. Ortalık toz duman olmuşken bir de bazı ürünlerin tanıtımı “Bu ürün X üniversitesi tarafından … olarak önerilmiştir” tarzında açıklamaların olduğu afişlerle yapılmaya başlandı. Değindiğim diğer konular benim ilgi alanımı aşar gerçi. Ama bu konu tam dişime göre.
Bilinçli tüketici olmanın birinci koşulu, satın alınan mal ile ilgili taahhüt edilen her türlü özelliği satıcıdan belgelemesini istemek olmalı bence. Üniversiteden onaylı olduğu söylenen bu ürünü alırken yapmamız gereken ilk şey, söz konusu onay raporunu, satıcıdan talep etmek ve incelemek. Raporun mahiyetini de doğru değerlendirmek şart! Örneğin, bir ürünün içerdiği “antioksidan madde” miktarının analizinin yapılması başka, o ürünün bütünüyle “antioksidan” olarak önerilmesi bambaşka kavramlardır. Yani raporda ürünün antioksidan miktarının belirtilmesi, analizi yapan üniversite tarafından “önerildiği” anlamına gelmez, hatta kimi zaman tam ters anlama bile gelebilir. Bazı durumlarda analiz sonucu, üreticinin iddia ettiğinin aksine, ürünün antioksidan bakımından fakir olduğuna da işaret ediyor olabilir. Kısaca, raporun en alt satırında, ürünün “önerildiği” ifadesi kullanılmadığı taktirde yapılan iş sahtekarlıktır.
Ticari bir ürün tanıtımında, bir üniversitenin ismi ve logosu nasıl kullanılır? Öncelikle üniversite ve firma arasında bir protokol imzalanır. Bu protokole imzayı üniversite adına üniversitenin rektörü veya onun yetkilendirdiği kişi, firma adına ise firma sahibi veya onun yetkilendirdiği kişi atar. Bu anlaşma sonucunda firma üniversiteye belirli bir ücret öder. Üniversite ise ürünle ilgili bir çalışma başlatır. Deneysel olarak yapılan çalışmalar ve akademik makalelerin çerçevesinde bir rapor hazırlanır. Bu rapor üniversitenin antetli kağıdına basılır ve raporun sonucu olumluysa, altına “Biz X üniversitesi olarak, bu ürünü şu özelliğinden dolayı öneriyoruz” biçiminde nihai yargı ifadesi muhakkak yazılır. Aksi halde üniversitenin söz konusu ürünü resmen “önermiş olduğundan” söz edilemez.
Yasal prosedürler hakkındaki bu detayları neden verdim? Ticari bir firmanın, devletin çeşitli konularda yetkilendirdiği resmi bir kurum olan bir üniversiteyi, ürün tanıtımı için, deyim yerindeyse “arkasına alması” çocuk oyuncağı değil. Ciddi ücretler ödenir, büyük çalışmalar gerektirir.
Uzun lafın kısası sağlıklı olacağız derken sağlığınızdan olmayın. Yaşamak gerçekten şakaya gelmiyor…