Şirket Haberleri
FARKI YARATAN İNSANDIR
1. Sayın Halaçoğlu sizi biraz tanıyabilir miyiz? Ne kadar zamandır Ant Teknik bünyesinde yer alıyorsunuz?
1971 yılında Almanya’nın Brake şehrinde doğdum. İstanbul’da büyüdüm. Küçük yaşlardan itibaren satışın içinde bulundum. Çiçekçilik, motor tamirciliği, pazarlamacılık gibi çeşitli işlerde çalıştım. Bu farklı iş kollarının bana kazandırdığı tecrübeler çok değerli. Hayatı nasıl okumam gerektiğini bu yıllarda öğrendim. Meslek Lisesi Kimya Teknolojisi bölümünden mezun olduktan sonra Sandoz firmasında sektöre adım attım. Sandoz’da Kalite Kontrol biriminde Analist olarak başladığım görevimi ilerleyen yıllarda Analitik Cihazlar Sorumlusu olarak sürdürdüm. 7 yıllık Sandoz tecrübem, müşterilerin beklenti ve sorunlarını daha iyi anlamamı sağladı. Bu esnada İstanbul Üniversitesi’nde Piyasa Araştırmaları ve Reklamcılık bölümüne başladım. Ancak tamamlamadan askere gittim. Askerliğimi bitirdikten sonra laboratuvar sektörünün köklü firmalarından İncekaralar’da Satış departmanında işe başladım. 7 yılın ardından Satış Müdürü olarak Ant Teknik bünyesine dahil oldum. Halen Genel Satış Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevime devam ediyorum.
2. Ant Teknik’i biraz tanıyabilir miyiz; amaçları ve kilometre taşları nelerdir?
Her şey hayal kurmakla başlar. Ant Teknik de 1999 yılında İstanbul’da bir hayalle kuruldu. 2003’te analitik cihazlar alanında dünyadaki en saygın firmalardan olan Shimadzu’nun temsilciğini alarak şirketimiz adına büyük bir atılımda bulunduk. Aradan geçen 23 sene içinde ekibimiz büyüdü, kurduğumuz yeni iş birlikleri, ofislerimiz ve bayi ağımızla faaliyet alanlarımız genişledi. Amacımız ise kurulduğumuz ilk günden bu yana aynı: insanlığa faydalı olacak işler yapmayı hedefliyoruz.
Bugün 130 çalışanımız, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Bakü’deki ofislerimiz, Bursa, Tekirdağ, Konya ve Trabzon’daki satış ve servis noktalarımız ve bölge bayilerimizle sektöre yenilikçi ürünler ve hizmetler sunuyoruz.
3. Ürün portföyünüz ve hizmetlerinizden bahseder misiniz?
Analitik Cihazlar, Yaşam Bilimleri, Sarf ve Endüstriyel Cihazlar ürün gruplarında geniş bir ürün portföyümüz bulunuyor. Her bir ürün grubunun ayrı satış, satış sonrası destek ekipleri ve o ürün grubunun uzmanı olarak gördüğümüz ürün sorumluları var. Satış ve servisin yanı sıra aplikasyon, eğitim ve anahtar teslim laboratuvar projesi hizmetleri sağlıyoruz.
Müşterilerimizin topluma ve çevreye karşı önemli sorumluluklar üstlendiklerinin farkındayız. Bu bilinçle, organizasyonumuzu da gereksinimleri en hızlı ve en uygun çözümle giderecek şekilde yapılandırdık.
4. 2000'i aşkın müşteri portföyüne sahip olan Ant Teknik olarak faaliyet alanlarınız hakkında bizi aydınlatır mısınız?
İlaç, biyoteknoloji, adli toksikoloji, gıda, çevre ve tekstil gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteriyoruz. Bu alanlarda üretim süreçlerinin iyileştirmesine, Ar-Ge faaliyetlerine, kontrol ve denetim faaliyetlerinin hassas ve hızlı yöntemlerle gerçekleştirilmesine ve bilimsel araştırma destek olarak topluma ve çevreye, kısacası hedeflediğimiz gibi insanlığa fayda sağlıyoruz.
5. Hangi markaların temsilciliğini yapıyorsunuz?
Shimadzu Corporation, Thermo Fisher Scientific Biyoproses, Yaşam Bilimleri Reaktifleri, Genetik Bilimleri ve Laboratuvar Ürünleri, Getinge, Agilent Biotek, Nova Biomedical, Ecolab, Eppendorf, PHCbi, Erweka, Peak Scientific, GLSciences, Merck, Teknokroma ve AccuStandard dahil olmak üzere her biri alanında lider 30’a yakın uluslararası iş ortağımız var.
6. Satış sonrası destek bu sektörde oldukça önemli. Ant Teknik olarak siz de bu alanda oldukça başarılısınız. Teknik servis gibi birçok imkânınızın bulunmasının avantajlarından biraz bahseder misiniz?
Özellikle hassasiyet gösterdiğimiz konuların başında müşteri memnuniyeti var. Bunu sağlayabilmek için de satış ve servis arasındaki bütünlüğü sağlamak önemli. Bu bütünü koruyabilmek için her iki süreci de doğru yönetmek ve takip etmek gerekiyor. Biz bunu doğru şekilde yapabilen bir ekibe sahibiz. Başarımızın anahtarlarından birisi bu.
Ayrıca kuruluşumuzdan bugüne teknik servise özel ilgi gösteriyor ve nitelikli servis gücüne yatırım yapıyoruz. Bugün toplam çalışanlarımızın %45’ini oluşturan uzman servis ekibimiz «ANT TEKNİK farkıyla SATIŞ SONRASI DESTEK» hizmetleri sağlıyor.
7. Ant Teknik olarak ülkemizde sektör bazında iyi bir ivme yakaladınız. Bu konudaki gelişim ve büyüme odaklarınız hakkında neler söylersiniz?
Her işin başında sürecin tüm ayrıntılarını belirlemeye gayret gösteriyoruz. Sadece ‘’gerçekleştirebileceğimiz’’ sözleri vermeyi ilke edindik.
Giderek artan analiz hassasiyetleri doğrultusunda özellikle Kütle Spektrometri (MS) cihazlarının kullanıldığı aplikasyon taleplerine cevap verebilmek amacıyla Ant Teknik bünyesinde kurduğumuz AntLab iş geliştirme laboratuvarında metod geliştirme çalışmaları yürütüyoruz.
AntLab ekibinin geliştirdiği ilaçta nitrozaminler, L&E ve aminoasitler, gıdalarda multivitamin, pirolizidin alkaloidler (PA), multitoksinler ve Türk Gıda Kodeksi’nde güncellenen pestisitler gibi birçok kritik uygulamaya yönelik aplikasyonla ses getirdik.
Ayrıca, hızla gelişmekte olan yaşam bilimleri ve biyoteknoloji alanında artan ihtiyaçları karşılamak için lider tedarikçilerle iş birlikleri gerçekleştirdik. Bu alanda araştırmadan üretim ölçeğine kadar uçtan uca destek sağlıyoruz.
Biyoreaktörlerden, mikroplaka okuyucu ve görüntüleme cihazlarına, hücre kültürü sarf malzemelerinden dijital PCR’a kadar oldukça geniş bir ürün portföyü sunuyoruz.
8. Ant Teknik’in kurumsal yönetim stratejisinden biraz bahseder misiniz? Sizi siz yapan özellikler neler?
Ant Teknik olarak paylaşmayı seviyoruz ve paylaştıkça büyüyeceğimize inanıyoruz. Şirket değerlerimizin merkezinde olan “Farkı yaratan insandır” perspektifi ile şeffaf ve katılımcı bir yönetim tarzı benimsedik.
Ayrıca, tüm kademelerdeki çalışanlarımız bilir ki, bizim işimiz cihaz satmak değil; hizmet vermektir. Aslında bu hizmet verme süreci bir tür iş ortaklığı. Her iki tarafın da memnun olması güçlü bağlara sahip iş ortaklıklarını beraberinde getiriyor ve güven tesis edilmiş oluyor. Satış ve servis stratejimizi de bu temeller üzerine inşa ettik.
9. Pandemi süreci sonrasında iş akış süreçlerinizde, sektörünüzde, çalışanların ve siz yöneticilerin yaklaşımında neler değişti?
Pandemi dünya genelindeki satış, servis ve pazarlama faaliyetlerini doğrudan etkiledi. Pandemi süresince işletmeler durmadı. Biz de pandeminin gerektirdiği güvenlik önlemleri ile kesintisiz destek sağlamaya gayret ettik.
Pandeminin doğal sonucu olarak hızlanan dijital dönüşüm, uzaktan servis desteği, online eğitim ve seminerler, uzaktan ve dönüşümlü çalışma gibi kavram ve süreçler hayatımıza dahil oldu. Yaşanan bu zor süreç bizlere iş yapış şeklimizde ve çalışma modelimizde yenilikler yapabilmenin yolunu açtı.
10. Ant Teknik dijital dönüşüme nasıl bakıyor? Bu noktada faaliyetleriniz neler?
Dijitalleşme sürecini birçok büyük marka uzun bir süre önce tamamladı. Sektörel olarak bunun gerisinde kaldığımızı kabul etmemizin dijitalleşebilme noktasında iyi bir başlangıç olacağına inanıyorum. Ancak sektör içerisindeki dijitalleşme süreçlerinde iyi bir öncü olduğumuzu düşünüyorum. Pandemi sürecinde tüm şirketlerde olduğu gibi dijitalleşme bizde de ivme kazandı. Microsoft’un kullanmadığımız birçok aracına çok daha hızlı entegre olabildik böylelikle. Geliştirmemiz gereken noktaları planlıyoruz. Örneğin web sitemizi yenilemeyi düşünüyoruz. Çok daha kullanıcı dostu ve modern bir web sitesine kavuşacağız önümüzdeki yıl. Sosyal medyada çok aktifiz. Belki sektördeki en aktif şirketlerden biriyiz. Kurumsal çizgimizi koruduğumuz ancak şirket içerisindeki yatay hiyerarşi ve aile olma durumunu da yansıttığımız bir Instagram hesabımız var. LinkedIn’de de çok değerli iş ortaklarımız ve müşterilerimizle buluşmamıza olanak sağlayan paylaşımlarımız devam ediyor.
11. İş süreçlerinizdeki başarılar aslında çalışanlarınızın mutluluğunun bir göstergesi diye düşünüyoruz. Bu doğrultuda oluşturduğunuz bir mottonuz var; “Farkı Yaratan İnsandır.” Bunu biraz açabilir misiniz?
Her insan yaşamını sürdürebilmek için hayatı boyunca bir iş ile uğraşmak durumunda. İş sürdürebilirliği için insanların işe gelirken, çalışırken kendilerini mutlu ve huzurlu hissetmeleri gerektiğine inanıyoruz. Yaptıkları işten keyif alabilmeleri bizim için önemli.
Satışın bir okulu yok ancak Ant Teknik bu noktada da iyi bir okul. Yönetimsel olarak dikey hiyerarşinin keskin çizgilerinden uzağız. Bu durum, çalışanlarımızın birbiriyle ve yönetimle olan iletişimine pozitif katkı sağlıyor. Daha büyük kurumsal yapılardaki hantallık bizde yok. Aldığımız SLII (durumsal liderlik) eğitiminin de katkısıyla çalışanlarımızı tüm süreçlerimize dahil ederek kolektif bir yapı kurduk. Öneriler ve yeni fikirler şirketimizde karşılık buluyor. Organizasyonumuz içerisindeki herkesin görevi iş süreçlerimize katkı ve destek sağlıyor. Ve tüm çalışanlarımızı da faydaları dahilinde şirketin sahibi olarak görüyoruz.
12. Şirket yaş ortalamanız nedir, yeni neslin Ant Teknik’e entegresi için yaptığınız yenilikler var mıdır? Yeni jenerasyonun iş yapış modellerinde gözlemlediğiniz en önemli değişiklikler nelerdir?
Kurumsal yaş ortalamamız 37. Şirketimizin daha da gençleşmeye eğilimi var. Bu noktada farklı departmanlarımıza kazandırdığımız genç arkadaşlarımız oldu. Yeni jenerasyon elbette ki gelişen ve değişen koşullar doğrultusunda eğilim gösteriyor. Bizim jenerasyonumuza göre çok daha hızlı ve kolay öğrenebiliyorlar. Burada teknolojinin faydası yadsınamaz. Günümüzde bilgiye ulaşabilmek gerçekten çok kolay. Öte yandan bu kolaylık insanlarda bazı özelliklerin körelmesine de yol açabiliyor. Örneğin kelime haznemiz daralıyor, çok az kelimeyle konuşuyoruz. Kendimizi ifade etmekte güçlük çekebiliyoruz.
Yeni nesilde gözlemlediğim bir diğer özellik ise bizim jenerasyonumuza göre biraz sabırsız olmaları. Ancak bu sabırsızlık bazen onlara yeni yolları da bizim neslimize göre daha kolay açabiliyor diye düşünüyorum. Yeni jenerasyondaki kurumsal bağlılık çok daha düşük bildiğiniz üzere. Daha önce girdiği kurumdan emekli olmaya çalışan insanların mentalitesi artık yeni nesilde bulunmuyor. Her şeyde olduğu gibi iş süreçlerinde de bazen ‘’hızlı tüketme, tükenme’’ olabiliyor. Bunun önüne geçebilmek adına çalışanlarımıza iyi şartlarda ve kendilerini geliştirebilecekleri imkânlar sunmaya gayret ediyoruz.
Farklı jenerasyondan olan çalışanlarımız birbirinden çok şey öğreniyor ve ortak payda olan Ant Teknik’te buluşuyorlar.
Çalışanlarımızı belli kalıplara hapsederek işleri dikte ederek öğretmek yerine; onlara ne istediğimizi ve neden istediğimizi anlatarak inisiyatif kullanmalarını sağlıyoruz. Çalışanlarımızı doğru şekilde geliştirip yetiştirerek yöneticilerine olan bağımlılıklarını azaltıyoruz. Bunun bir tür bayrak yarışı olduğuna inanıyoruz. Şirketin devamlılığı ve sürdürülebilirliği için her tecrübeli arkadaşımızın yerine daha genç arkadaşları yetiştirdiği bir sistemi hedefliyoruz.
Öğrenmenin sonu yok. Her yaşta, her durumda yeni şeyler öğreniyoruz aslında. Bu noktada da karşımıza ‘’Tersine Mentorlük’’ kavramı çıkıyor. Jenerasyonlar arasında olaylara yönelik yaklaşımdaki farklılıklar aslında büyük bir zenginlik. Biz bu zenginliği pozitif bir katkı, katma değer olarak görüyoruz.
13. Çalışan bağlılığı, sadakati için yaptığınız ne tür faaliyetler var? Buna yönelik yeni projeler var mıdır?
2019 yılında kurulan İnsan Kaynakları departmanımızın yürüttüğü faaliyetler bu yönde ciddi katkı sağlıyor. Çalışanlarımızın kişisel gelişimlerine katkı sağlayacak eğitimler planlıyoruz. Bu planlamalar bire bir çalışanlarımızın istek, ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda şekilleniyor. Bunun yanı sıra İnsan Kaynakları departmanımızın; yönetim ve çalışanlarımız arasındaki ilişkiye olan objektif yaklaşımı süreçlerimize pozitif katkı sağladı.
Süreçleri geliştirebilmek için en büyük gösterge ölçümlerdir. Bu noktada çalışan bağlılığını ölçebileceğimiz yeni bir sistem planlıyoruz. Böylelikle olumlu ya da olumsuz geri bildirimlere daha kolay ulaşabilmeyi amaçlıyoruz.
14. Sektörünüzde sosyal sorumluluk projelerine öncülük ettiğiniz birçok faaliyetiniz var. Sosyal sorumluluk sizin ve Ant Teknik için neyi ifade ediyor, bu noktada yeni projeleriniz var mıdır?
Sosyal sorumluluk faaliyetleri günümüzde kurumsal bazda önemi artan bir konu. Biz de bu noktada farklı alanlarda çalışan sivil toplum kuruluşları (STK) ile ortak projeler yürütüyoruz. Çalışanlarımızla birlikte gerçekleştirdiğimiz projelerle sosyal fayda elde ediyoruz. Bu karşılığı olmayan bir maneviyat ve şirketimizde bir kültüre dönüşmüş durumda.
Dünyanın kaynakları bize bırakılan en büyük miras. Bu mirası gelecek nesillere aktarmak da bizlerin en büyük sorumluluklarından. Bu sorumluluğun bilincinde olarak 2007 yılında TEMA ve Orman Bakanlığı ile birlikte Ağaçlandırma Projemizi başlattık. Proje kapsamında 15 bin fidan diktik.
TOFD, IDEA Universal, Darüşşafaka, TOÇEV ve KAÇUV ile gerçekleştirdiğimiz diğer projelerimizle sosyal sorumluluk projelerimizi sürdürdük. Projelerimize kaynak ayırabilme fırsatını bize sağlayan değerli müşterilimize, emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarımıza ve iş ortaklarımıza teşekkürü bir borç biliyoruz.
Günümüzde her marka kendisini bir sosyal sorumluluk projesiyle özdeşleştirerek marka kimliğini tamamlama gayesinde. Biz de bu noktada sanatı da kapsayan yeni projeler gerçekleştirmek istiyoruz. Sektörde de bu alanda öncülük yapıp örnek olmak istiyoruz.
15. Yoğun iş temponuzda kendinize nasıl vakit ayırıyorsunuz? İş dışında neler yapmaktan keyif alırsınız?
Benim için haftanın planlaması; hafta içi iş, hafta sonu aile şeklinde. Burada bir ayrımı doğru yapmak gerekiyor. İşin bir amaç değil araç olduğunu unutmamak çok kıymetli. Zaman yönetiminin verimlilik açısından çok önemli olduğuna inanıyorum. Her ne kadar günümüz metropol hayatında zamanı doğru kullanmak zor olsa da bunu başarabilenler bir adım öne çıkıyor.
Okumayı seviyorum. Herkesin her fırsatta okuması gerektiğini düşünüyorum. Okumakla kazanılacak en ufak bilgi bile kendinize kattığınız büyük bir değerdir. Ayrıca okuma alışkanlığı kişilere hayatındaki olayları, durumları, karakterleri de doğru okuyabilme kabiliyetini kazandırıyor ve kelime haznesini zenginleştiriyor. Bir insana okumak sıkıcı geliyorsa bence o kişi yanlış kitap okuyordur. Aradığı takdirde kendisine uygun konuyu, türü ve içeriği bulacaktır.
Shimadzu sayesinde yakından tanıma imkânı bulduğum Japon kültürünün bizim kültürümüzle benzerlikleri olduğunu düşünüyorum. Farklı kültürleri tanımaya meraklıyım. İşim gereği çok fazla seyahat ediyorum. Bu benim için büyük bir şans. Gündüzleri işle geçen seyahat günlerimin akşamları bana kalıyor. Yürümeyi çok seviyorum. Gittiğim şehri de bu yürüme alışkanlığım sayesinde daha rahat keşfedebiliyorum. Şu aralar kahveye olan merakım ise tutkuya dönüşmüş durumda. Bir diğer hobim olan atıcılıkla tanışmam ise kızımın vasıtasıyla oldu diyebilirim, Havalı Silahlar Atıcılık Federasyonu’na bağlı bir kulüpte lisanslı sporcuyum.
16. İşinize dair en büyük motivasyon kaynağınız nedir?
130’un üzerinde her biri kendi alanında uzman çalışma arkadaşımız var. Onların bilgi ve emeğiyle işimize değer katmak ve sürdürülebilir istihdam sağlayabilmek en büyük motivasyonumuz. Biz ‘’iyi insanları’’ şirket bünyemize dahil etmeye gayret eden bir firmayız. Biraz klişe belki ama insanların sevdikleri işi yapmaları ya da yaptıkları işi sevmeleri gerçekten çok önemli. Başarı ancak yapılan işten keyif alındığında mümkün olabiliyor.