Prof. Dr. Aziz EKŞİ
Gıda İçin Ambalaj Gereksiz Mi?
02 Aralık 2015, Çarşamba
Bu soru gereksiz gibi gözükebilir. Çünkü ambalaj gıda güvenliğini sağlamanın başlıca araçlarından biridir. Fakat bir ülkede bunun tersi söyleniyorsa ve söyleyenler bilim insanı ise ve söylenene kulak veriliyorsa, ayrıca söyleyenler bu konunun uzmanı değilse ve konunun gerçek uzmanları susuyorsa, gereksiz bile olsa bu sorunun yanıtlanması gerekiyor.
Dünya ölçeğinde ambalaj sektörünün büyüklüğü 700 milyar dolar dolayında ve bunun yarısını gıda ambalajı oluşturuyor. Farklı malzemelerin payına gelince; plastik %41, kağıt ve karton %31, metal %15 ve cam %7. Türkiye’de durum biraz farklı. Kağıt ve karton %39 ile birinci sırada, bunu %34 ile plastik, %13 ile cam, %8 ile ahşap ve %6 ile metal ambalaj izliyor.
Yılda kişi başına ambalaj tüketimi, gelişmişlik düzeyinin başka bir ölçütüdür. Dünya ortalaması 110 dolar iken AB’de 250 dolar, ABD’de 350 dolar ve Japonya’da 550 dolar düzeyindedir. Türkiye’de ise, 2002’den 2012’ye 2 kat artsa da henüz 200 dolar dolayında bulunuyor.
Ekonomik veriler böyle. Eğer ambalaj gerekli değilse bu kadar ekonomik çaba boşuna demektir. Teknik açıdan ise ambalajın 4 işlevi (içerme, koruma, kolaylık sağlama ve bilgilendirme) çok önemli…
İçerme işlevi, belirli miktar gıdanın bir arada tutmasını tanımlıyor ve bu miktar miligramdan tona kadar değişebiliyor. Böylece gıdaya hareket ya da taşınma olanağı sağlanıyor. Tarladan fabrikaya, fabrikadan markete ve marketten eve taşınabiliyor. Gıdanın ülkeden ülkeye ve kıtadan kıtaya taşınması da bu yolla gerçekleşebiliyor. Böylece her gıda, her büyüklükte, her mevsimde ve dünyanın her köşesinde bulunabiliyor. Aksi takdirde gıda ancak üretildiği bölgedeki yerliler tarafından ve ancak üretildiği mevsimde tüketilebilirdi. Yani en baştaki gibi…
Koruma, ambalajın belki de en kritik işlevi. Gıdayı öncelikle yağış, güneş, nem gibi klimatik faktörlerden koruyor. Mekanik etkilerin yol açtığı ezilme, kırılma gibi fiziksel değişmeleri kısıtlıyor. Gıdaya toz, gaz, böcek, mikrop vb gibi şeylerin bulaşmasını engelliyor ve böylece bozulmasını geciktiriyor. Ayrıca, güven belirteçli (tamperevident) kapaklar gıdanın başkası tarafından kurcalanmasını önlüyor, sahteciler ve hileciler için caydırıcı oluyor.
Kısaca; koruma işlevine bağlı olarak; kalite kaybı yavaşlıyor, raf ömrü uzuyor, gıda israfı azalıyor ve gıda güvenliği sağlanıyor.
Kolaylık işlevi, ambalajın günlük yaşama ilişkin faydalarını içeriyor. Tüketici markette daha çabuk karar verebiliyor. Satın alma sonrası eve taşıma ve evde depolama kolaylaşıyor. Bileşenler yemeğe daha duyarlı dozlanabiliyor. Yemeği hazırlama ve pişirme süresi kısalıyor. Masada yemek çeşitliliğine katkı sağlıyor. Kadının çalışma yaşamına katılması ile bu işlevin önemi artıyor.
Bilgilendirme işlevi,tüketicinin kafasındaki soruları yanıtlıyor. Etiket üzerinden tüketiciye; gıdayı kimin ürettiği, gıdanın hangi bileşenlerden oluştuğu, hangi katkıları içerdiği, alerjen içerip içermediği, kaç kilo ya da litre olduğu, hangi tarihte tüketilmesi gerektiği ve kaç TL olduğu hakkında bilgi veriyor.
Ambalajın kuşkusuz getirdiği yükler de var. Bunların başında maliyet artışı, çevre kirliliği ve ambalajdan gıdaya yabancı madde göçmesi (migrasyon) geliyor. Gerekliliği tartışılırken ambalajın sağladığı yararlar gibi getirdiği bu yüklerin de irdelenmesi gerekiyor.
Mevcut malzemelerin iyileştirilmesi ve yeni malzeme tipleri ile birim hacım gerekli malzeme giderek azalıyor. 1991’den 2010’a optimizasyon yolu ile sağlanan ambalaj malzemesi tasarrufu; camda %15,metalde %16, plastik ve laminatta %31, kağıt ve kartonda ise %38’dir. Bu gelişme hem maliyette ambalaj payını hem de çevreye ambalaj atığını azaltıyor. Atık toplama sistemleri ve dönüştürme teknikleri de bu azalmaya katkıda bulunuyor.
Buna karşılık ambalajın çevre yükünü azaltmaya katkısından hiç söz edilmiyor. Hasattan tüketime kayıp oranının gıdadan gıdaya %19-84 arasında olduğu belirtiliyor. Gıda kaybı aynı zamanda çevreye atık demektir ve ambalaj gıda kaybını azaltmanın da en etkili araçlarından biridir.
Zararlı madde geçme olasılığı ise izin alma süreci ile kontrol ediliyor. Her plastik değil, ancak migrasyon testinden geçen bir plastik gıda ambalajı olarak kullanılabiliyor.
Bu ekonomik ve teknik gerçekler ortada iken ambalajlı gıda karşıtlığı ne kadar gerçekçidir! Risklere odaklanıp yararları görmezden gelmek ne kadar bilimseldir! Ambalajlı gıda hakkında kuşku yaratmak ne kadar etiktir! Açık gıdaya kapı açmak gıda bilimini ve insan sağlığını hiçe saymak değil midir?