Labmedya - Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi

Küresel pirinç üretimini güvence altına almak için daha sürdürülebilir yaklaşımlar geliştirmenin temelini oluşturacak yeni bir pestisit formu bulundu.

Pirinç, insanların ihtiyacı olan kalorinin beşte birini sağlayan, dünyadaki en temel gıdalardan biridir. Bununla birlikte, pirincin yetiştirildiği başlıca alanlar, hastalığa neden olan patojenler tarafından tahrip edilmektedir.

Bugüne kadar bu sorun, tipik olarak bitki patojenik mantarları hedef alan kimyasal pestisitlerin kullanımıyla çözülmüştür. Ancak, bu çözümlerin hiçbiri tamamen etkili olmadığı ve birçoğunun çevreye dost olmadığı düşünüldüğünde, araştırmacılar alternatif çözümler aramaya başladılar.

KeAi dergisi Fundamental Research'te yayınlanan bir çalışmada, Çin, Avusturya ve Japonya'dan bir grup araştırmacı, çevrenin veya pirinci tüketen insanların üzerinde hiçbir zararlı etkisi olmayan bir bileşik kullanan umut verici bir çözümü özetlediler.

Çalışmanın yazarlarından Haruna Matsumoto şöyle açıklıyor: “Bu çalışma, bazı pirinç tarlalarında gözlemlediğimiz ilginç bir fenomene dayanıyor. Farklı ve coğrafi olarak uzak yerlerde yetişen pirinç bitkilerinde, bir bakterinin hastalığa neden olması için gerekli olan bakteri ile ilişkili moleküller önemli farklılıklar göstermiştir. Patojenin virülansını etkileyen şu ana kadar tanımlanamayan faktörün ne olduğunu ve konukçu bitki ile ilgili olup olmadığını merak ettik. Metabolik profilleme uygulayarak, tiyazol sınıfı tarım kimyasallarının bir bitki metabolizasyon ürünü olan 5-Amino-1,3,4-tiadiazol-2-tiyol'u belirledik ve bir patojenin patojeni öldürmeden veya başka bir şekilde etkilemeden zarar verme yeteneğini azalttığını doğruladık. ”

Araştırmanın ortak yazarı Tomislav Cernava'ya göre"Bitkiye dönüştürülmüş tarım kimyasalı tarafından tetiklenen bu anti-virülans etkisi yeni bir bulgudur ve bakteriyel patojenlere karşı mücadelede bitki savunma sistemlerinin desteklenmesi önemli bir etkiye sahiptir. Küçük moleküllü virülans faktörleriyle donatılmış patojenlerle savaşmak için özellikle önemlidir, çünkü bitkiler tipik olarak saldırıya uğradığında bunlara cevap veremez. Benzer mekanizmaların diğer mahsul türlerindeki patojenlerle mücadele etme potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz."

Çalışma: keaipublishing