Bilim
151 Milyon Yıllık Bir Sinek, Evrim Tarihini Yeniden Yazıyor
“Telmatomyia talbragarica” olarak adlandırılan bu antik tür, tatlı su ortamlarında yaşamasına rağmen deniz canlılarına özgü bir yapıya sahipti. Bu şaşırtıcı özellik, tatlı su sineklerinin kökeninin sanılandan çok daha erken dönemde ve Güney Yarımküre’deki Gondwana süperkıtasında başlamış olabileceğini gösteriyor.
Bu dikkat çekici keşif, İspanya’daki Doñana Biyolojik İstasyonu (EBD-CSIC) önderliğinde, Avustralya Müzesi Araştırma Enstitüsü, Münih Üniversitesi, Yeni Güney Galler Üniversitesi ve Yeni Zelanda Massey Üniversitesi’nden bilim insanlarının iş birliğiyle gerçekleştirildi. Jura dönemine ait bu fosil, Güney Yarımküre’de şimdiye dek keşfedilen en eski sinek örneği olarak kayıtlara geçti.
Tatlı Suda Gizlenen Deniz Kalıtı
Bilim insanları, Avustralya’nın Yeni Güney Galler eyaletindeki Talbragar bölgesinde altı fosilleşmiş sinek örneği buldu. Bu örneklerde, sineğin kayalara tutunmasını sağlayan özel bir “terminal disk” yapısı bulundu. İlginç olan ise bu yapının daha önce yalnızca deniz canlılarında görülmüş olmasıydı. Ancak bölgedeki tortul tabakalar, Talbragar’ın o dönemde bir tatlı su gölü olduğunu ortaya koyuyor.
Çalışmanın baş yazarı Dr. Viktor Baranov, “Bu fosil, Güney Yarımküre’de bilinen en eski sinek kaydı ve tatlı su canlılarının kökenine dair anlayışımızı tamamen değiştiriyor,” diyor. Araştırmacılar, sineğe “Telmatomyia talbragarica” adını vererek Talbragar bölgesinin durgun göl sularına atıfta bulundu. Bu bulgu, sineklerin deniz koşullarına özgü bir özelliği tatlı suda geliştirebilecek kadar esnek bir evrimsel yapıya sahip olduğunu kanıtlıyor.
Bu sineğin ait olduğu Podonominae alt familyası, türlerin yeryüzüne nasıl yayıldığını anlamak açısından önemli bir model. Uzun yıllar boyunca bu grubun kuzeyde, eski Gondwana topraklarında evrimleştiği düşünülüyordu. Ancak Talbragar fosili, bu grubun kökeninin aslında Güney Yarımküre olabileceğine dair güçlü kanıtlar sunuyor.
Gondwana’nın Tanıkları
Günümüzde Podonominae türleri hâlâ Güney Yarımküre’de Güney Amerika, Avustralya, Güney Afrika ve Yeni Zelanda’da yaşamını sürdürüyor. Bu dağılım, “vicaryans” adı verilen evrimsel bir süreci destekliyor. Bu süreçte, kıtaların ayrılmasıyla popülasyonlar birbirinden kopuyor ve her biri farklı ortamlarda evrimleşerek yeni türlere dönüşüyor.
Ancak bilim insanları, hâlâ Güney Yarımküre’de yeterli sayıda fosil bulunmadığını vurguluyor. Avustralya Müzesi’nden Dr. Matthew McCurry, “Fosil araştırmaları çoğunlukla Kuzey Yarımküre’ye odaklandığı için evrimsel köken hakkında hatalı çıkarımlar yapabiliyoruz,” diyor. Yeni Zelanda Massey Üniversitesi’nden Prof. Steve Trewick ise “Bu kadar eski, kırılgan tatlı su böceklerinin fosilleşmesi son derece nadir bir olay. Bu bulgular, Dünya’daki yaşamın nasıl şekillendiğini anlamamız için büyük bir fırsat sunuyor,” sözleriyle keşfin değerini özetliyor.
Bilim insanları, bu fosilleri genetik verilerle birlikte inceleyerek sineklerin Gondwana’nın parçalanmasından sonra dünyaya nasıl yayıldığını anlamayı hedefliyor. 151 milyon yıllık bu küçük sinek, yalnızca kendi evrimsel geçmişine değil, aynı zamanda dünyanın biyocoğrafik tarihine de ışık tutuyor. Belki de bu keşif, bize yaşamın sırlarının bazen devasa dinozor kemiklerinde değil, bir zamanlar göl kıyısında uçuşan minik bir sineğin kanatlarında gizli olduğunu hatırlatıyor.
Yazar: Saliha Kaygısız
REFERANSLAR:
1. Viktor Baranov, Matthew R. McCurry, André P. Amaral, Robert Beattie, Steven A. Trewick. The oldest Gondwanan non-biting midge (Diptera, Chironomidae, Podonominae) sheds light on the historical biogeography of the clade. Gondwana Research, 2025; DOI: 10.1016/j.gr.2025.09.001
2. Spanish National Research Council (CSIC). (2025, October 15). A 151-million-year-old fly just changed what we know about evolution. ScienceDaily. Retrieved November 2, 2025 from www.sciencedaily.com/releases/2025/10/251015032253.htm





