Yaşam
Bildirim Bağımlılığı
Özellikle bildirimler “yeni bir beğeni” ya da “yeni bir mesaj” gibi küçük işaretler, dopamin adı verilen nörotransmitterin salınımını tetikler. Dopamin, motivasyon, öğrenme ve ödül beklentisiyle doğrudan ilişkili bir kimyasaldır. Beyin bu küçük uyarıları bir tür ödül gibi algılar ve kişiyi tekrar tekrar uygulamayı kontrol etmeye yönlendirir. Bu mekanizma tıpkı kumar makinelerinde ya da şans oyunlarında olduğu gibi rastlantısal ve öngörülemez ödüllerin bağımlılık yaratma potansiyelinden beslenir.
Stanford Üniversitesi ve MIT gibi kurumlarda yapılan araştırmalar, sosyal medya bildirimlerinin beynin ödül merkezinde özellikle de ventral striatum ve nucleus accumbens bölgelerinde dopamin artışıyla bağlantılı olduğunu ortaya koymakta. İnsan beyni ödülün kesin zamanını bilmediğinde daha güçlü bir beklenti ve bağımlılık eğilimi gösterir. Bu nedenle bildirimlerin düzensiz ve rastgele gelmesi, kullanıcıların sürekli kontrol etme davranışını pekiştirir. Bu süreç davranışsal bağımlılıkların temelinde yatan psikolojik döngülere benzer şekilde işler.
Bildirimin küçük bir ışık ya da ses gibi basit bir uyarıdan ibaret olmasına rağmen büyük bir etki yaratmasının nedeni beynin evrimsel olarak ‘sosyal onay’a duyarlı yapısıdır. İnsan türü, sosyal bağların güvenlik ve hayatta kalma açısından kritik olduğu bir ortamda evrimleşti. Bu nedenle başkalarından gelen onay veya ilgi işaretleri, modern dijital çağda bile beynin derinliklerinde güçlü bir ödül tepkisi yaratmaktadır. Yapılan çalışmalar özellikle ergenlik döneminde sosyal medyanın beyin üzerinde daha yoğun etkiler yarattığını çünkü bu dönemde sosyal onayın öğrenme ve kimlik gelişiminde merkezi rol oynadığını göstermektedir.
Tabii bu mekanizmanın olumsuz yanları var. Sürekli bildirim kontrol etme davranışı, dikkat dağınıklığına, uyku bozukluklarına ve anksiyete düzeylerinde artışa yol açabilir. Ayrıca uzun vadede beynin dopamin reseptörlerinde alışma (tolerans) gelişebilir, yani aynı tatmin duygusunu elde etmek için daha fazla bildirim veya daha uzun süre çevrimiçi olma ihtiyacı ortaya çıkar. Bu durum bağımlılığın en temel göstergelerinden biridir.
Yine de uzmanlar sosyal medyayı tamamen hayatımızdan çıkarmak yerine, bilinçli kullanımın önemine vurgu yapmaktadır. Bildirim ayarlarını sınırlamak, çevrimdışı zaman dilimleri belirlemek ve ekran süresini dengelemek bu bağımlılık döngüsünü kırmak için etkili yöntemler arasında yer alır. Sosyal medya araçları doğru yönetildiğinde bilgi paylaşımı ve sosyal bağlantılar için güçlü bir araç olabilir ancak bilinçsiz kullanımda beynin doğal ödül mekanizmalarını sömüren bir tuzağa dönüşebilir.
Yazar: Eylül Rüzgar Üzer
Kaynak
1. Meshi, D., Morawetz, C., & Heekeren, H. R. (2013). Nucleus accumbens response to gains in reputation for the self relative to gains for others predicts social media use. Frontiers in Human Neuroscience, 7, 439. https://doi.org/10.3389/fnhum.2013.00439
2. Sherman, L. E., Greenfield, P. M., Hernandez, L. M., & Dapretto, M. (2018). Peer influence via Instagram: Effects on brain and behavior in adolescence and young adulthood. Child Development, 89(1), 37–47. https://doi.org/10.1111/cdev.12838





