Bilim
Güneş Patlamaları Dünya Elektriğini Nasıl Tehdit Ediyor?
Güneş patlamaları, küresel elektrik altyapısı ve iletişim sistemleri için ciddi bir tehdit oluşturabilir.
Güneş patlamaları (solar flares), yüzeydeki karmaşık manyetik alanların aniden kırılması ve yeniden düzenlenmesiyle ortaya çıkar. Bu süreçte yüksek enerji yüklü X-ışınları, morötesi (UV) dalgalar ve yoğun miktarda yüklü parçacık uzaya fırlatılır. Güneş’in yaklaşık 11 yıllık manyetik döngüsü içinde bu patlamalar belirli periyotlarla artar ve şu anda o tehlikeli zirveye doğru ilerliyoruz.
Ama bu patlamalar nasıl Dünya’nın elektriğini etkiliyor? En büyük güneş patlamaları genellikle bir koronal kütle atımı (CME) ile birlikte görülür. CME’ler, Güneş’ten kopan devasa plazma bulutlarıdır ve bu bulutlar birkaç gün içinde Dünya’nın manyetik alanına çarparak jeomanyetik fırtınalara yol açar.
Bu süreç şu şekilde işler:
- Dünya çevresindeki manyetik alan hızla dalgalanır.
- Bu dalgalanmalar binlerce kilometrelik iletim hatlarında jeomanyetik indüklenmiş akımlar (GIC) üretir.
- GIC’ler, transformatör ve trafo sistemlerine zarar vererek arızalara, hatta patlamalara neden olur.
Bu da geniş çaplı elektrik kesintilerine yol açabilir. Nitekim 1989 yılında Kanada'nın Quebec eyaletinde yaşanan büyük bir güneş fırtınası, sadece birkaç dakika içinde tüm şebekeyi çökertmiş ve 9 saat süren bir karanlık yaratmıştı. Benzer hatta daha güçlü olaylarda altyapının tamiri haftalar hatta aylar sürebiliyor.
Birazda güncel örnekler verelim:
19 Haziran 2025: X1.9 sınıfı güçlü bir patlama, Amerika Birleşik Devletleri’nde iletişim sistemlerinde kesinti riski oluşturdu.
17 Haziran 2025: Patlamanın etkisiyle kutup ışıkları Texas gibi güney enlemlerine kadar görülebildi.
4 Mayıs 2025: X2.7 sınıfında başka bir patlama, Avrupa, Asya ve Ortadoğu’da kısa dalga radyo ve elektrik sinyallerinde geçici aksaklıklar oluşturdu. Olay, uzay hava durumu sınıflandırmasında R3 (güçlü) kategorisine yükseltildi.
Güneş patlamaları doğrudan Dünya atmosferine ulaşmasa da, üst atmosfer ve manyetosferdeki etkileri nedeniyle birçok sistem risk altındadır. Mesela elektrik şebekeleri, transformatörlerde voltaj dengesizlikleri ve ani akım artışlarıyla sistem arızaları meydana gelebilir. Uydu ve iletişimde GPS, radyo dalgaları, televizyon ve internet gibi sistemlerde kesintiler yaşanabilir. Özellikle kutup hattında uçan ticari uçuşlar, iyonosferdeki bozulmalar nedeniyle yön bulma ve iletişim sorunlarıyla karşılaşabilir. Jeomanyetik fırtınalar, kaya zeminli bölgelerde çok daha hızlı ve etkili sonuçlar doğurabilir.
Ama rahat olalım, uzay teknolojileri gelişti. Güneş kaynaklı riskleri erken tespit edebiliyor ve önlenmesini sağlanıyor. Kritik altyapı sağlayıcıları, güneş patlaması beklendiğinde sistemlerini “güvenli mod”a alıyor. Elektrik şebekeleri, GIC etkisini absorbe edebilen özel filtreleme sistemleriyle korunmaya çalışılıyor. Ve uzay ajansları (NASA, ESA), Solar Orbiter ve GOES gibi uzay araçlarıyla Güneş’i 7/24 gözlemliyor. Bu sayede tehlikeli fırtınalar önceden tespit edilerek müdahale süresi kazanılıyor.
Yazar: Eylül Rüzgar Üzer
Kaynakça
3. https://tr.wikipedia.org/wiki/1859_G%C3%BCne%C5%9F_F%C4%B1rt%C4%B1nas%C4%B1
4. https://climatecosmos.com/space/how-solar-storms-could-become-the-next-big-global-hazard/