Labmedya - Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi

Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS) tarafından yürütülen yeni bir çalışma, develer ve lamaların bağışıklık sisteminde bulunan benzersiz proteinlerin tıp dünyasında çığır açabileceğini ortaya koydu. İnsanların ürettiği büyük ve hantal antikorların aksine, bu hayvanlarda bulunan "nanobody"ler çok daha ince, esnek ve küçüktür. Bu yapısal avantaj, onların dar hücresel boşluklara sızabilmesine ve zararlı moleküllere şaşırtıcı bir hassasiyetle tutunabilmesine olanak tanıyor.

Kan-Beyin Bariyeri Aşılıyor

Uzun yıllar boyunca bilim dünyası, nanobody'lerin beyin tedavilerinde kullanılamayacağını düşünüyordu. Bunun nedeni, bu parçacıkların böbrekler tarafından çok hızlı bir şekilde filtrelenmesi veya beyni koruyan "kan-beyin bariyeri" tarafından engellenmesiydi.

Ancak hayvan modelleri üzerinde yapılan güncel laboratuvar çalışmaları bu engelin aşıldığını gösteriyor. Mühendislik çalışmalarıyla geliştirilen yeni nesil nanobody'ler, artık kan-beyin bariyerini geçebiliyor. Daha da önemlisi, bu proteinler Alzheimer hastalığının temel nedenleri arasında gösterilen ve hafıza kaybı ile bilişsel gerilemeye yol açan "tau" ve "amiloid beta" proteinlerini hedef alabiliyor.

Gelecek İçin Güçlü Bir Aday

Bu tedavi yöntemi beyin hastalıkları için henüz onaylanmış değil ve çalışmalar erken aşamada devam ediyor. Ancak nanobody teknolojisi halihazırda grip, norovirüs, HIV ve COVID-19 gibi viral enfeksiyonlarla mücadelede başarıyla kullanılıyor. Araştırmacılar, bu başarının nörodejeneratif hastalıklara da taşınabileceği konusunda oldukça umutlu.

Elde edilen erken sonuçlar, deve ve lama kaynaklı bu proteinlerin uzun vadeli tedavilerde etkili olabileceğini işaret ediyor. Deneysel süreç devam etse de bu bulgular, modern tıbbın en zorlu alanlarından biri olan beyin hastalıklarıyla mücadelede tamamen yeni bir yön sunuyor.

Kaynak: Shinning Science